12/19/2015

Oğluma Emanetler 9


Bir gün yüzün düşer, amaçsız kalır, kendini sevecek nedenler aramaya başlarsan diye yazıyorum bu satırları. Önce bir dur. Kendini sevmek için nedenler aramaman gerektiğini koşulsuz sevgi besleyeceğin varlıkların en başında geldiğini hatırla. Ne kadar kolay yazması bilemezsin bu cümleyi. Hem de çok ahenkli. “Kolay mı yapması?” diyorsun ya şimdi, yazması kadar kolay değil bunu biliyorum hatta kendinden nefret etmekten çok daha zor farkındayım. Bunun için kendini eğitmen gerektiğini, kendinle işbirliği içinde olman gerektiğini düşünüyorum. Sadece dinle kendini. İyi bir dinleyici olarak başlat iletişimini. O zaman keşfedeceklerin okuduğun gelişim kitaplarında sunulan tırnak işaretine alınmış kavramlardan daha değerli olacak senin için. Senden bir isteğim aklın almıyor diye yüreğinin açlığına kulak tıkama. Aklınla kazanamadığın nice zaferleri yüreğinle kazanabilirsin.

Bildiklerini unutmaya başlayıp içini bir körlük kaplarsa diye yazıyorum bu satırları… Önce gözlerini kapat. Değişmesini istediğin şeyleri düşün. Kendinde ve hayatının akışında değişmesini istediğin her şeyi bir bir gözlerinin önüne getir ve istediğin hale sok. Mutlu ve huzurlu olacağını hissediyorsan ve bu değişim seni kendine getirecekse o an başlama anın olsun.

Çok zordur bilirim değişmek. Davranışlarını yenilemek. Değişmesi gerekeni keşfettiğinde söküp atmak. Hayatından istemediğin bir insanı çıkarmak kadar kolay olmaz. Eli kolu sana dolanmış bir yaratık gibi her çekişinde bir parçanı koparır. Seni bırakmak istemez ve sıkıca yapışır. Çekiştirdikçe canın acır. Bazen vazgeçer olmayacağını düşünürsün. Onunla yaşamayı senden koparırken verdiği acıya yeğleyip birlikte yaşarsın. Bunu kendine yapma. Hiç bir ağırlığı ruhunda taşıma. Değişim içinden başlarsa güç bulur. Sen değişirsen hayatın değişir bunu unutma.

Kendine gelme yolculuğu diyorum ben bu sürece. Karakterimizin şekillendiği dönemde bize yapışan tüm ağırlıklardan kurtularak “ben” olmaya. Sen de bir gün kendine doğru bir yolculuğa çıkmak istersen kendi yöntemimi söylemek istedim sana. Umarım bir gün o tünelde karşılaşırız güzel oğlum, o tünelde karşılaşır karışırız.

Kendine gelmenin en iyi yolu önce kendinden bir geçeceksin. Bu geçiş sandığın gibi bir vazgeçiş değil, kendi içinden geçişin olacak. Oturtacaksın bedenini olmak istediğin yere. Dinleyeceksin güzellikle. Neymiş istediği gönlünün, ne olmuşta küsmüşsünüz birbirinize. Sonra başlayacaksın ona doğru yürümeye. Yani sonunda olduğun tünelin başına. Gönlünü, ruhunu, nefesini bıraktığın tünelin başına.

Başa doğru dönerken “acil çıkış” kapılarını kontrol edeceksin. Paslanan, tutukluk yapan kapıları söküp yenileyeceksin. Tünel içinde başına gelecek felaket ve kazalarda nefes almak, kendini kurtarman için gerekli bu çıkışlar. Nefes alamazsan düşünemezsin, düşünemezsen karar veremez ve kendini kurtaramazsın. Hatta sen çıkış kapılarının üzerine ikaz lambaları da yerleştirmeyi unutma lütfen.

Tünel boyunca acil durumlar için telefonlar da yerleştireceksin. Acil durumlarda aranacaklar listesini güncel tutmalısın. Kişiler değişebileceği gibi onlara ulaşacağın numaralarda değişebilir. Zaman içinde kesinleşmeye başlar zaten bu liste. Kimi ne zaman arayacağın, karşı tarafın çıkıp çıkmadığı... Tek tek kontrol etmelisin çalışıp çalışmadığını, karşı tarafın açıp açmadığını.

Hız göstergelerini ve uyarı levhalarını koyacaksın ışıklı panolarla. Deneyimlerinden öğrendin ne zaman hızlı ne zaman yavaş gitmen gerektiğini. İster yavaş ister hızlı git ama yolun açık olsun. Levhalar bu yüzden olacak zaten. Yolunu açık tutmak için. Kimsenin enkazı içinde kalmasın diye. Çok insan geçti ağır vasıtalarıyla. Yolların aşındı şeritlerin de eskisi kadar beyaz değil. Onarmalısın içini.

Başına doğru gelirken tünelin, arkana hiç bakmamalısın orada artık gelecek var. Gelecek senin bilinmeyen yanın. Bilinmeyen ve umut dolu yarının. İyisi ve kötüsüyle yaşayacağın bu hayata başlamak için yenileyeceksin kendini.

Geldiysen başına tünelin bu sefer sen koy ismini. Araç ve hız sınırlamalarını belirt. Yüksekliğini ve genişliğini yaz. Uzunluğunu ise boş bırak.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder