Olmayanı gören gözleri vardır bazı insanların. Baktıkları yerde kusur ve eksik görürler. Olanı göz ardı edip olmayana kilitlenirler. Sahip olduklarına şükretmeyi de bilmezler.
Gittiği restaurantta lekeli bardak, kaldığı
otelde eksik havlu, verilen hediyenin olmayan kurdelesi, katıldığı gezide
gitmedikleri yerler, arkadaşının çok konuşması, iş yerinin bozuk kliması,
evinin uyumsuz perdesi ve sayılası bir sürü eksiği ile dert ettikleri hayatları
vardır.
Sen onlardan biri olma oğlum. Gönül gözün açık
olsun. Hiçbir şey mükemmel olmak zorunda değil ve olamıyor da zaten. Bunun için
aynaya bakman yeterli. Bir kaşın diğerinden kalkık, gözünün biri küçük sanki
değil mi? Hangimizin mükemmel ki? Mükemmellik insana yakışır bir hal değil. Sen
olana aç yüreğini ve sahip olduklarına şükretmeyi bil. Olmayanı gören gözlerin
yüreğini yorar ve mutlu olmaz, andan zevk alamazsın. Muhakkak eksikler olacak
hayatında bunları görüp bilecek ve ihtiyacın olanlara sahip olmaya çalışacaksın. Benim kastettiğim ise güzelliğin içindeki eksiği arama. Çünkü hiçbir şey
eksiksiz olduğu için güzel değil, hiçbir güzel de mükemmel değildir.
Önüne bir yemek geldiğinde, bir çatal alıp
tadına baktığında bazen tuzunun eksik olduğunu düşünür ve eklersin ya... Yahut
tam damak tadına uygundur ve daha fazla tat almak için ekmeğinden bir parça
koparıp banarsın suyuna, işte öyle bir şeydir hayat. Ne yaparsan yap ne istersen iste önüne konan yemeği
muhakkak tat ve şükret. İyisiyle kötüsüyle sana kattıklarıyla yaşadığın hayata
şükret. Güzellikler çoğalacak ve kötü gördüklerin derslere dönüşecektir.
Güzel çocuğum seni ilk kucağıma aldığımda
mükemmel bir anne olacağıma söz verdim. Gün geçtikçe de bu sözüme ihanet
ediyorum. Ne ben mükemmel bir annelik yapabilir ne de sen mükemmel bir evlat
olabilirmişsin meğer...
Mükemmeliyetçilik diye bir kavramla
tanışacaksın büyüdükçe. Çok etkileyici bir kelime değil mi? Kusursuzluğu ifade
ediyor sanki? Her şeyin uyum içinde olması ve bütünlük gibi ama değil. Kusurlar
kusursuzluklarla, hatalar doğrularla, çirkinlik güzellikle uyum içinde bütünlük
oluşturuyor aslında. Mükemmeliyetçiliği ile övünen, bunu kusursuz karakterinin
hayatını anlamlı kılan bir yönü olduğunu ifade eden kişilerin aslında bizim
kadar normal ve mükemmellikten uzak olduğunu göreceksin. Hatta onlar hep yorgun, genellikle de sinirlidirler. Çünkü hiçbir zaman ulaşamadıkları bir hedefin
ardında yol alırlar. Mükemmel olmak isterler ve olamazlar. Bu yönleri ile övünürken çevreleri tarafından yorucu ve
kısıtlayıcı görülerek eleştirilirler. Kendileri için istediklerini başkaları
için de isterler. Çünkü hayatlarında olan her şey mükemmel
olmalıdır.
Senin hayatın mükemmel olmasın oğlum. Sen de
mükemmel olma. Olabiliyorsan ve hatta ol dediğim tek şey mutlu ol! Hataların ve
doğruların sadece senin için. Biz seninle sevinir ya da üzülürüz. Bunu da senin
için değil seninle yaparız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder