4/05/2015

eskiden

ablam ve ben 
Küçükken ölü taklidi yapardık ablamla? Kendimizi yere usulca bırakır, elimizi kolumuzu ayarlar, kırmızı boyaları dudaklarımızın kenarlarından akıtırdık. Ve öylece beklerdik. Birileri bizi bulsun evin odalarında ve üzülsün diye… Yattığımız yerde sessizce beklerdik.

Ayak sesleri duyarsak nefesimizi tutar kaburgalarımızı acıtana kadar sabrederdik. Işte ben o bekleyişlerde beni buldukları an atacakları feryatları düşünürdüm hep. Söyleyecekleri sözler ezberimde hala. Beni çok sevdiğini tekrarlayan, bensiz yaşayamayacak kadar tutkun insanlar başımda çaresiz ağlıyorlar… Ne büyük bir mutluluk duyardım, nasıl da mest olurdum. Içim acır gözlerim yanardı sevincimden.

Ablam ne düşünürdü? Kimleri hayal eder, kimleri isterdi başında?

Bulunduğumuzda hüznün yerini annemin oyunumuza eşlik etmek için attığı feryatlar alırdı. Beni ise bir gülme. Kanıtlamaya ihtiyacı olmayan sevgisiyle neyin peşinde olduğumuzu anlar ve bizi mutlu etmek için rolüne en iyi şekilde bürünürdü.

Peki sizin hayatınızda kaç kişi var sevgisini test etmediğiniz? Engeller, barikatlar kurarak duygularını sınavdan geçirmediğiniz? Kaybedeceği hissini yaşatmaktan zevk almadığınız? Yokluğunuz ile tehtid etmediğiniz? Yokluğundan korkup ürkütmek istemediğiniz?


Ölümü bekleyerek bir hayat geçirmeyin. Yaşıyorken varlığını hissedeceğiniz sevgiler biriktirin. Aklınıza hiç bir son gelmesin. 


1 yorum: