Uyusun da büyüsün...
Şimdi sen, yattığın yatakta ve daldığın rüyada
büyüyorsun küçüğüm. Ben ise her gün yeni anlarını kaçırıyorum büyüklerin
dünyasında. Seni büyütmek değil ki meselem. Kemiklerinin gelişmesi, boyunun
serpilmesi, cümlelerinin uzamasıysa büyümek, benim derdim aklın yüreğini
aşmasın, zaman seni çocukluğundan çalmasın.
Sana ne olacağını soracağız büyüdüğünde sen
sayısız hayallerinden bahsedeceksin. Biz ise neyden para kazanacağını merak
ediyor olacağız seni dinlerken. Para senin dünyanda oyuncak almak için
kullanılan bir değiş tokuş aracıyken bir anda ona anlamlar yüklemeni
isteyeceğiz.
- Büyüyüp adam olacaksın, işin olacak, para
kazanacaksın, aile kuracaksın, evin olacak. Koca adam olacak benim oğlum.
Bir bakmışsın ki paraya mevki kazandıran
büyüklerin dünyasına girmeye başlamışsın. Meslek sahibi olmanı para kazanıp ev
kurman için isteyen büyüklerin dünyasında hayaller törpülenmiş, hedefler tek
doğruya kilitlenmiş, sonuç odaklı yaşanıyor olabilir. Sen ise süreçten zevk
almayı öğrenmelisin. İsteyerek seçtiğin meslek ya da mesleklerinde sonuç ister
para, ister mevki olsun sen süreci nasıl yaşadığına odaklanmalısın.
Elinden gelenin en iyisini yaparken zevk al.
Hataların ve doğruların, başarısızlıkların ya da başarıların bir sonraki adımın
için sadece. Ve sevmediğin işe bulaşma. İnsan sevdiği mesleği yaparsa kazanır. Gerisi
ise sadece iş-güç olur.
Her gece defalarca uyanıp, odana gelip üzerini
örtüyordum. Sen istemesen de dışarıdayken üşüyeceğini ön görüp önceden montunu
giydiriyordum. En son yemek yediğin saati hesaplayarak acıkmış olabileceğine
kanaat getirip sen istemeden yemeğini önüne koyuyordum. Kış günü dondurma yemek
istersen sana “hayır” diyordum. Çünkü hasta olma ihtimalini biliyordum. Sen
koşarken dikkat et düşeceksin diyordum. Yükseğe çıkmaman, ateşe yaklaşmaman, senin
deneyimleyeceğin bir sürü kötü sonu kafamda bertaraf edip korkularımı sana
aşılıyordum.
Montunu giymek istemediğin zaman uğraşmaktan
sıkıldığım anda anne üşüdüm deyip yanıma geldiğinde, uyanamadığım bir gece bana
seslenip üzerini örtmemi istediğinde, açım deyip deli deli bağırdığında, cips
yiyip mideni bozunca bir daha nerede görsen yemem diye kendin söylediğinde,
dondurma yiyip “anne hani hasta olacaktım bak olmadım” dediğinde büyüdüğünü
anlıyorum. Boyun bir milim bile uzamadan büyüyorsun. Kendi deneyimlerini
yaşamadan yaptığın her şey ezber gibi sanki. Ezberledikçe öğrenemiyorsun. Ben
de her tehlikeyi kestirip yok edemeyeceğimi artık biliyorum. Sen de kontrolümün
azaldığı hayatında kendini korumak için yeni yöntemler geliştiriyorsun. Geliştirdikçe
kendini keşfedip büyüyorsun.
Korumak için yaptığım bir çok hatayı çıkarmaya
çalışıyorum şimdi hayatımdan ama gözümün uzağında olman içimde hala bir endişe.
Ne kadar büyürsen büyü bu içimde sana dair kalacak hislerden biri.
Büyümek istemeyen bir çocuksun ama gün gelecek
keşke hep çocuk kalsaydım dediğin yaşa gelmek isteyeceksin. Bunu belki de
sadece kendini ispatlamak, dediklerini dinletebilmek, güç sahibi olmak ya da o
yaşın ganimetlerinden faydalanmak için isteyebilirsin. Sen büyürken senin
hayatını kontrol altına almaya çalışmamam gerektiğini biliyorum. Yemek
tercihlerin kadar küçük olmayan bir çok tercihinde sadece dinleyen ve yol gösteren
olmaya çalışmalıyım. Ama asla yoluma getirmeye çalışmamam gerektiğini öğrendim.
Senin seçimlerinden dolayı kendimi de suçlayamam. Sanırım benim en büyük
görevim daha doğrusu benim ve babanın, içinde sana son nefesine kadar eşlik
edebilecek bir çocuk bırakmak. Huzurlu, sağlıklı, neşeli, kendine inanan,
kendine güvenen, insanlara güvenen, kendine saygı duyan, sevgi dolu, kararlı,
mükemmeliyetçi olmayan, el alemin dediklerini kural bellemeyen, haddini bilen,
korkuları yaşamının akışına egemen olmayan, kendini suçlu hissetmeyen ve
kendini ifade edebilen bir çocuk. Bu yüzden sana bıraktığım tüm satırlar ikiniz
için olsun.
Senden bir ricam büyümek için acele etme ki
ben de sana yetişeyim. Aramızdaki mesafe de saatlerden uzun olmasın bir de
yürekleri aşmasın!
Yüreğinize kaleminize sağlık...
YanıtlaSilYüreğinize kaleminize sağlık...
YanıtlaSilÇok teşekkürler Serdar Bey
Sil